8 Saniye, Esra İnal'ın Hayatından...

Yeniden beni çok heyecanlandıran bir film ve ben yine karşınızdayım. Aslında anlatılacak o kadar çok şey olmasına rağmen heyecanı yitirmemek adına yazmak istemediğim o kadar çok şey var ki bakalım hangileriyle karşı karşıya kalacaksınız?  Elimden geldiğince kendime engel olup daha da meraklanmanızı sağlayacağımı umuyorum :) Hayatınıza bir ışık, bir enerji getireceğine inandığım 8 Saniye için ne duruyoruz? Hadi başlayalım.
Hiçbirimiz hayatlarımızı maalesef tam olarak istediğimiz gibi yaşayamıyoruz. Bir şeyler ya hep istediğimiz gibi olmuyor ya da geç oluyor. Hep şikayet ediyor hiç mutlu olmuyoruz. İşte Esra bu filmde bize hem kendimizle barışmamız gerektiğini hem de sorunumuz olan insanları affedip gerekiyorsa onlarla vedalaşmamız gerektiğini öğütlüyor. 
Onun bu olgunluğa erişmesi maalesef hiç de kolay olmamış. Başından beri hep farklı gözlerle bakıldığı bir eğitim dönemi, eniştesiyle kavga dövüş ayrıldığı bir abla evi, çok sorunlu bir evlilik ve saymakla bitmeyecek onlarca şey yaşamış. Rüyalarımız bizler için birer işaretçiler mi sizce de? Bence öyle. Bir de Esra gibi böylesine yoğun hisler içeren rüyalar gördüğünüzü düşünün. Dayanması zor değil mi?
Filmde kadının toplumdaki yeri, kadına şiddet gibi konulara da değiniliyor çünkü maalesef Esra kendisini bulma sürecinde bunların hepsini yaşamak zorunda kalmış. Hayatta yaşadığımız her şeyin bir amacı vardır derken insanlar boş konuşmuyor gerçekten. Tabii ki bu mesajlar her şey olup bittikten sonra anlaşılıyor ama önemli olan onları anlayabilmek. 
Aslında adıyla bile en büyük mesajı vermeye çalışıyor film bizlere. Güneşin Samanyolu Galaksisi etrafında 1 tam tur yapması yani bir güneş yılı 255 milyon dünya yılına denk geliyormuş. Bu da demek oluyor ki 70-80 yıllık ortalama bir insan yaşamı Güneş yılına göre bakıldığında sadece "8 Saniye" sürüyor. Böylesine kısacık bir yaşamınız varsa bunu en iyi şekilde değerlendirmek istemez miydiniz? İşte Esra'nın bize vermek istediği mesajlardan bir diğeri de bu.
Günler geçtikçe daha da yoğunlaşan rüyalarından bir gün uyanamamaktan korkuyor Esra. Rüyalarının mı yoksa hayatının mı gerçek olduğunu ayırt edemiyor bir süre sonra. Tam da bu yüzden deliler hastanesine yatırılıyor fakat bir süre sonra aslında onun bir sorunu olmadığını fark ediyorlar. O sadece farklı.
Her şey bir yana Esra'nın aklına takılan bir şey daha var. Küçüklüğünden beri her rüyasında karşısına çıkan şapkalı bir adam var. Ona her rüyasında destek olmaya, korkularını yenmesini sağlamaya çalışıyor. Esra bir süre sonra bu adama sevgi beslemeye başlıyor. Belki de rüyaları onun sayesinde daha katlanılabilir oluyor.
 Sorunlu bir evlilik, sorunlu bir sevgili, deliler hastanesi, kazalar, kavgalar derken Esra artık bu hayatı kaldıramayacağına karar veriyor. Öylesine sevgi dolu bir ailesi olmasına rağmen kendisini bu hayata katlanabilecek kadar güçlü göremiyor maalesef. Ve belki de hayatının kırılma noktasına intihar ettiği o gece yaşıyor.
 Rüyalar bilimsel olarak tamamıyla açıklanamış bir konu. Orada gördüklerimiz gerçek mi gerçekten? Birer işaretçi mi ya da geçmiş hayatlarımızdan hatıralar mı? Belki de geleceğe dair haberciler olabilirler. Ne olurlarsa olsunlar önemliler. 
 Bu bedenler filmde de söylendiği gibi birer giysi bizler için. Onu bir şekilde giyiyor ve bir senaryonun parçası oluyoruz. O giysi içerisindeki hayatımızı doğru bir şekilde yaşayıp yaşamamak bizlere kalmış. Kendimizi sevmek, hatalarımız olabileceğini bilmek ve kendimizle barışmak bizim başarımız. Ancak bu şekilde mutluluğu yakalayabiliriz.
 İşte 8 Saniye'de bize anlatılmak istenen bu kısacık yaşamı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerektiği bence. Her anından bir şey öğreneceğiniz, kendinize bir şeyler katabileceğiniz bir film. Ne yaşarsak yaşayalım yine de her şeyi yoluna sokabileceğimizi öğreten bir film. Dedim ya anlatması zor :) Adeta bir bilgi yüklemesi yaşıyorsunuz izlerken. Olanlara şaşırırken kendinizi geliştiriyor, hayatında sürekli iniş çıkışlar yaşayan bu kadının yeniden doğuşunu seyrediyorsunuz. 
8 Saniye bir yeniden doğuş hikayesi... Her birimize örnek olması gerekirken mucizelere inanmamızı da sağlayabilir. 8 Saniye kolay kolay etkisinden kurtulamayacağınız bir film. Keyifli seyirler dilerim...

8 Saniye'yi Benim Tatlı Hikayem'in sahibi sevgili Yeliz'le yeni başladığımız "Yeliz ve Sinem İzliyor" etkinliğimiz kapsamında izledik. Yazısının linkini yayınlar yayınlamaz burada paylaşıyor olacağım :)

4 yorum:

  1. Bilboardlarda reklamını görüyorum.Özellikle filmin sloganı çok hoşuma gidiyor:)

    YanıtlaSil
  2. ya geçen cumartesi bi bezginlik yapıp gitmedim,bu hafta da müsait değilim,çok merak ettim

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.